Kategori: Genel

Her kadın evinin derli toplu ve pırıl pırıl görünmesini ister. Ev toparlamak ev işlerinin en yorucularından biridir, buna rağmen her gün tekrarlanması gerekir. Temizlik yapmanızı pratikleştirecek ve size kolaylıklar sağlayacak ipuçları ile kendinize daha çok vakit ayırma şansı yaratın. Bunlardan bazıları;

Ahşap kapı temizliği; Ellerimizin açık renk kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını biliriz. Ahşaplardaki bu lekeleri çıkarmanın yolu: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölüp lekeli bölgeye sürmek, daha sonra lekeler yok olacak ve ahşap eski haline dönmüş olacaktır.
Çekmece temizliği; Çekmeceleri temizlemek için onları boşaltmak hepimize çok zor gelir, bunun için elektrik süpürgenizin ucuna tül çorap geçirip kolaylıkla tüm tozları çekmiş olursunuz.

Cam kırıkları; Cam bir eşyamız kırıldığında çok fazla yere sıçrar ve onu nasıl toplayacağımızı düşünür, bir yerde illa ki bir parça kalır diye korkarız. Cam kırıklarını temizlerken eğer pamuğu ıslatıp onunla silersek cam parçalarının kolaylıkla temizlendiğini göreceksiniz.

Oda spreyleri; Solunum yollarında problemlere yol açabilecek oda spreylerini kullanmayı sevip bir o kadar da zararlarından korkarız. Ama bu demek değildir ki güzel kokulardan mahrum kalacağız. Evde kendiniz sevdiğiniz kokuların aktarlardan yağlarını alıp kendi oda kokunuzu kendiniz yapabilirsiniz. Bunun için; 1 litre su, 2 çay kaşığı karbonat ve dilediğiniz çiçek yağını bir fısfıs şişesine ekleyin, çalkalayın ve odaya sıkın.

Parkeler; Temiz parkeler için en büyük düşman sudur, yerdeki su lekelerinden kurtulmak istiyorsanız, temizlik suyunuzun içine sirke ekleyerek yerleri silmelisiniz. Zeminin pırıl pırıl olduğuna şahit olacaksınız.
Etiket izleri; Eşyalarımızın üzerindeki etiketleri sökmek bazen bir kabusa dönüşebilir. Onları çıkartmaya çalışırken eşyamıza zarar vermek bir dert onca uğraş başka dert… Etiketlerin üzerine bir damla yağ sürerek kolayca çıkartabilir ya da fön makinesini etikete tutarak sıcak havayla onu çıkartabiliriz.

Huzurlu ortamların vazgeçilmezi, dekorasyonun olmazsa olmazı mumları yapmak düşündüğünüz kadar zor değil, şimdi burada size evinizde kolayca yapabileceğiniz mum yapımını anlatacağız;

Malzemeler:
100 gram stearin
1 kilogram parafin

Renklendirici için; Pastel boya veya mum boyası

Fitil için; Saf pamuklu ip

Kısık ateşe mum için ayırmış olduğunuz tencerede parafinleri eritin. Katılaşması için stearini de ekleyip karıştırmaya devam edin. Daha sonra bir miktar mum boyası ilave edip karıştırmaya devam edelim, daha sonra seçtiğiniz kalıbınıza bunu döküp, uygun bir şekilde fitilini de yerleştirin. Oda sıcaklığına indikten sonra buzdolabında donmaya bırakın.
Kalıp olarak her şeyi kullanabilirsiniz, bu bir fincandan yumurta kabuğuna kadar her şey olabilir, tamamıyla sizin yaratıcılığınıza kalmış.
Eğer bu malzemeleri almadan yapmak istiyorsanız, evinizdeki herhangi bir mumu eriterek yeni tasarımlı mumlar elde edebilirsiniz.

Enerji tasarrufu, üretimde ve konforumuzda bir azalma olmadan enerjiyi verimli kullanmak ve israf etmemektir. Enerjiyi verimli kullanmazsak, doğal kaynaklar hızla tükenecek ve çevre kirliliği artacaktır. Güvenliğimizi sağlamanın tek yolu tüketim amacıyla kullanılan mal ve hizmet taleplerimizi gözden geçirmek ve sahip olduğumuz kaynakları yerinde bilinçli kullanmakla mümkündür. Bunları önlemek adına her birimiz üzerimize düşenleri yapmalıyız.

Evde enerjinin %15’i buzdolabı tarafından tüketilir.
Dolabınızı, radyatör, bulaşık makinası ve ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzak yere koymak enerji tüketiminizi %10-15 azaltacaktır.
Elektrikli cihazlarımızı kapatarak enerjilerini kesmiş olmuyoruz, bu yüzden prizden çıkararak tüm enerjiyi kesmemiz gerekmektedir.

Tasarruf amaçlı saçlarınızı önce havlu yardımıyla kurulayıp, daha sonra saç kurutma makinasını kullanmalısınız. 10 dakika çalışan bir saç kurutma makinası 60 Watt’lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğerdir.
Örneğin alüminyum kutunun geri dönüşümüyle yüzde 95, kâğıdın geri dönüşümüyle yüzde 59 oranında enerji tasarrufu sağlamak mümkündür.

Ev almak yeni bir hayatın başlangıcıdır diyebiliriz. Günün ortalama 12 saatini evimizde geçiririz ve huzurlu olmadığımız bir ev, hayat akışımızı olumsuz yönde etkileyebilir.

Ev alırken dikkat etmemiz gereken en önemli şey ihtiyaçlarımızı karşılamasıdır. Kaç kişi yaşayacağız? Kaç oda ihtiyacımızı karşılar? Odaların büyüklükleri nasıl olmalı? gibi bir hayali plan yapmamız gerekiyor.

Bu planları yaparken gelecek planlarınızı da göz önünde bulundurun, aileye eklenebilecek bireyler var ise veya iş değişikliği mevcut ise ona göre ev aramanız gerekmektedir.

Ev seçerken bir başka konu ise merkezlere yakınlığı ve ulaşım ağının ne kadar güçlü olduğudur. Ayrıca muhitin nezih olması da dikkat edilmesi gereken bir başka konudur.

Bir apartmanda mı yoksa bir sitede mi yaşamak istersiniz? Günümüzde insanlar apartmanlardan çok sitelere yönelmektedir, hem çocukların sosyal hayatı için hem de yaşayanların güvenliği gibi birçok pozitif tarafı vardır.

Alacağınız konutun yeniliği ve depreme dayanıklılığı gibi unsurlarda es geçilmemesi gereken konulardır. Artık yeni yapılan konutlar revaçtadır, unutmayın insan güvenliği en önemlisidir.

Ev seçimi yaparken bu unsurları göz önüne alırmak, hata yapma payınızı azaltır ve daha mutlu bir yaşam sürmenizi sağlar.

Herkes hafta sonunun gelmesini iple çeker. Öğrenciler ve çalışan ebeveynler yorgunluklarını atmak için hafta sonu gelsin diye, Pazartesi gününden başlarlar beklemeye.

Hafta sonu geldiğine herkes farklı farklı aktivitelerle ilgilenebilir. Şu an mevsim kış olduğu için evde zaman geçirmek isteyenlerin sayısı fazladır, ama Konya’da dışarıda da yapabileceğiniz bir çok aktivite var.

Öncelikle Konya denilince akıllara gelen ilk isim Hz. Mevlana oluyor. Konya için çok önemli bir insan olan Hz. Mevlana’nın türbesini ziyaret edebilir, sonrasında Mevlana Müzesini gezebilirsiniz.

Genelde herkes kendi yaşadığı şehirdense, gezmeye gittikleri şehirlerde daha fazla turistik alan görürler. Konya’da eğer gidip görmediyseniz içlerinde oldukça değerli ve tarihi kalıntıların bulunduğu müzeler var ki hepsini gezmek için bir gününüzü ayırabilirsiniz. Başta Konya Arkeoloji Müzesi olmakla birlikte, Karatay (Çini Eserler) Müzesi, İnce Minare Medrese (Taş ve Ahşap Eserler Müzesi), Sırçalı Mezar Anıtlar Müzesi ve Koyunoğlu Müzesi gezilip görülecek müzelerdir.

Müzeler dışında Konya’da oldukça fazla turistik alanlar bulunuyor. Çocuklarımıza masallarını anlattığımız Nasreddin Hoca’nında türbesi Akşehir’de bulunuyor.

Kış mevsiminde güneşli ılık bir hafta sonu ile karşılaşırsanız gidebileceğiniz açık alanlar da mevcut. Özellikle Konya’nın Kapadokya’sı olan Kilistra Bizans döneminin izlerini taşıyan bir antik şehir olarak görülmektedir.

Bir başka açık alan olarak da Çatalhöyük mutlaka görülmelidir. 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilen Neolitik yerleşim alanı dünya çapında bile ün kazanmıştır. 1993’ten beri kazıların devam ettiği alanda bir çok yeni esere rastlanıyor.

Son olarak epey gezip yorulduktan sonra akşam Konya’nın meşhur yöresel lezzetlerini tadabilirsiniz. Başta etli ekmek olmak üzere fırın kebabı ve tirit, tadına doyamayacağınız lezzetler arasında gelir. Bir de yanında demirhindi şerbeti ile ağızlarınızı tatlandırabilirsiniz.